Bırakın hergün Baba Olun!

İş işten geçtikten sonra değil...

Sakin bir pazar günü. Nadir olarak dışarıya kendimi attığım zamanlardan bir gün.

Antalya'nın falezleri üzerine serilmiş yemyeşil parklarından birinde yürüyüşün keyfini çıkartmaya çalışıyorum. Biraz dalgın, biraz gitgeller ile sendelemiş orta yaş görüntüsü veren bir insanım işte. Diğer insanlardan bir farkım yok!

Bazen durduk yere boşa geçmiş zamanlara dert yandığım oluyor tabi ki, her insan gibi. Büyürken farkına varmak istemediğimiz evlatlarımızın büyüdüğünü fark ettiğimizde de, iş işten geçmiş oluyor.

Başımızı kaldırmadığımız bir gerçek.
Ya işimizin yoğunluğundan kaldıramıyoruz ya da
bu bahanenin ardına sığınıp "birkaç dakika daha diyerek" nefes almak istiyoruz.

Fark etmediğimiz bu nefes alışlarımız bu sürecin sonunda,

büyük bir dağın heybeti gibi birikmiş, boşa geçmiş zamanlar olarak önümüze çıkıveriyor.

Başımızı kaldırsak belki bir bulutla,
gecenin yarısında bir mehtapla ve belki de çok değerli olan evladımızla karşılaşabilirdik.

Nitekim kaldırmadık başımızı yağan yağmurları hissetmedik,
güzel sesini duyamadık yağmurun!
Diğer Çocukların uzaktan şen şakrak seslerini de duymadık,
o yöne de başımızı çevirmedik!

Yanımızdaydı aslında Oğlumuz yada kızımız!
Manalı gözlerle yukarıya size bakıp,
bizim gözlerimizle bakışmak istediler belki bunca vakit.
Ve acıdır ki görmedik, görmezlikten geldik.

Doğru yöne Bakmak!

Başımı bugünse ben yukarıya kaldırdım!
Uçurtmalar!
Birbirinden renkli uçurtmalar,
Kuyruklu, kuyruksuz sayısız uçurtmalar,
gözlerimin içine kadar girdi.

Bu beni fena şekilde acıttı.

Kızımın o yalvarırcasına söylediği sözler
şimdi o uçurtmalarının arasında, uçuyordu; acıtıyordu.

"Baba bizde uçurtma yapalım mı ne olurrrr! babaaaaa!"
Boşa geçen zamanlardan gelip, hatırlanıp acı veren, bir o kadar ağır sözler.

Bugün boş boş gezmek isteyip de kalbimi acıtan o seslenişlerle karşılaştım.
Kare kare, an ve an geçmişe gidip yaşamak, tekrar tekrar aynı hatırayı.

Bugün itibaren! bir baba olarak,

hiç bir gününüzü kendinize ayırmayın diyorum.
Siz siz olun Baba olun!

yapın bir uçurtma verin kızınızın parmaklarına "sicimi"…
Uçurttun, koşturun evlatlarınızı…

Rüzgarı ve gökyüzünü tanıyıp güneşle yaşasınlar!
Yanlarında olduğunuzu bildikleri sonsuz güvenli limanda…
Bir babanın gözlerinden…

Yaşanan bir anı bırakın onlara...
Bırakın HERGÜN siz, siz olun,

Baba olun!

ismail GÜVEN

Halen Anadolu üniversitesi "Web Tasarım ve
Kodlama" öğrencisidir.
Anadolu üniversitesi işletme lisans mezunu | (1992) .
Uludağ Üniversitesi- "Basic Bilgisayar
Programcılığı" - 1985
BEBIM - "Programcılık" - 1987-1989

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski