Bir Sanatçı Gibi Üretin
Sanatçı olmanın sırrı, birçok kişinin "İlhamınızı nereden alıyorsunuz?" diye sorduğu soruya "Fikirlerinizi nereden ödünç alıyorsunuz?" şeklinde yanıt vermek olabilir. Çünkü sanatçılar, başkalarının eserlerinden alıntı yapar ve bunlara kendi yorumlarını katarlar. Dünya, sanatçı için içinde yüzmeye değer hazinelerle dolu bir sandık gibidir; her yerde değerli buluntular bulunmaktadır.
Bugün gördüğünüz bir şey ilham verici olmayabilir, ancak yarın veya birkaç hafta sonra yeni bir fikir sunabilir. Önemli olan, kavramları "iyi" ya da "kötü" olarak etiketlemek yerine, onların değerlendirmeye değer olduğunu anlamaktır. Her şey, sizin için birer materyaldir.
Yazar Jonathan Lethem, "orijinal" olarak adlandırılan şeylerin çoğunlukla başkalarından esinlenmiş veya alıntı yapılmış olduğunu belirtir. Bir sanatçının bilmesi gereken en önemli şey, yaratıcılığın boşluktan gelmediğidir.
Sanatsal çalışmalar, önceki çalışmalardan ilham alır veya onlara atıfta bulunur; aslında hiçbir şey tamamen yeni değildir. André Gide'nin dediği gibi, "Her şey zaten söylendi. Ama kimse dinlemediği için, her şeyi tekrarlamak gerekti."
Her yeni fikir, önceki fikirlerin bir karışımıdır veya onlara eklemeler yapılarak yeniden oluşturulur. Goethe'nin dediği gibi, "Sevdiğimiz şeyler tarafından şekilleniriz."
Bu, sanatçının büyük bir koleksiyoncu olduğu anlamına gelir; ancak istifçilerden farklı olarak, sanatçılar seçici bir şekilde toplarlar. Sadece gerçekten sevdikleri şeyleri toplarlar ve bu topladıkları şeyler, sanatlarını şekillendirir.
Çevrenizdeki iyi kavramlar, olgular, kişiler ve davranışlar kadar iyi olursunuz. İyi fikirler toplamak, yazarın, müzisyenin veya sanatçının işidir ve ne kadar çok iyi fikir toplarsanız, o kadar çok etkilenir ve üretken olursunuz.
"Sana ait olmayanı almak, ihmal edilmiş bir şekilde ortalıkta bırakmaktan daha iyidir." - Mark Twain
Başlamak İçin Kim Olduğunuzu farkına varana kadar beklemeyin
Genel tanıya göre, kim olduğumuzu anlamamızı sağlayan şey,
- bir işi doğru yapma veya
- işimizi kendimize hayranlık duyabilme derecesinde yapabilme eylemidir.
Bu günlerde eğitimli insanlarda yaygın olarak gerçek bir hastalık mevcut; buna "sahtekarlık sendromu" deniliyor. Klinik tanımı, “insanların başarılarını kabullenemedikleri psikolojik bir hastalık.”.
“Sevdiğinizi kopyalamaya başlayın. Kopyala kopyala sonunda kendinizi bulacaksınız.” — Yohji Yamamoto
Hiç kimse tam yetkin kabiliyetlerle veya yetişkin seviyesinde bilgilerle doğmaz. Ana rahimden kim olduğumuzu bilerek dünyaya gelmeyiz. Başlangıçta, bizleri yetiştiren kan bağı olan kahramanlarımızı örnek alarak öğreniriz. Yani kopyalayarak öğreniriz. Burada bahsettiğimiz şey uygulama, intihal değil - intihal, başkasının eserini sanki kendi eserinizmiş gibi göstermeye çalışmaktır. Kopyalama ise tersine mühendislikle alakalıdır; bir tamircinin bir arabayı nasıl çalıştığını anlamak için parçalara ayırması gibidir.
Salvador Dalí şöyle demiş
"Hiçbir şeyi taklit etmek istemeyenler,hiçbir şey yaratamazlar."
Bir yazardan kopyalarsanız intihaldir, ancak birçok yazardan kopyalarsanız bu araştırmadır denir.
"Sonuçta bizi tanımlayan ve benzersiz kılan şey, ideallerimiz konusundaki başarısızlığımızdır."
Kobe Bryant'ın deneyimi de tam olarak bunu yansıtıyor. Mükemmelliğin peşinde koşarken, aslında kusurlarımızda gizli olan benzersiz güzellikleri keşfederiz. Bryant'ın sahadaki her hareketi, onun kişisel dokunuşunu taşıyordu ve bu da onu basketbol tarihinin unutulmaz figürlerinden biri yaptı.
Okumak İstediğiniz Kitabı Yazın
Her genç yazarın bir noktada sorduğu soru şudur: "Ne yazmalıyım?" Ve standart cevap, "Bildiklerini yaz" dır. Ancak bu tavsiye, sıkça olarak ilginç olmayan ve tekdüze hikayelere yol açar. Asıl mesele, yazarın kendi iç dünyasında tutkuyla bağlandığı konuları keşfetmesidir.
Brian Eno'nun dediği gibi, "Müzik yapmaya olan ilgim, var olmayan ve dinlemek istediğim bir şey yaratmaktı." Sanat, henüz var olmayanı hayal etme ve onu gerçeğe dönüştürme sürecidir. Sanatı sevdiğimiz için sanat yapıyoruz ve belirli türdeki işlere çekiliyoruz çünkü o işi yapan insanlardan ilham alıyoruz.
En sevdiğiniz hikayeyi yazın; okumak istediğiniz hikayeyi yazın. Bu ilke, hayatınız ve kariyeriniz için de geçerlidir. Ne zaman bir sonraki adımınızı bilemediğinizde, kendinize "Daha iyi bir hikaye nasıl olur?" diye sorun.Yazmak için en iyi tavsiye 'bildiğini yaz' değil,
'sevdiğini yaz' olmalıdır.
İşte size temel alacağınız kanıtlanmış örnekleri mevcut bir manifesto:
- Görmek istediğiniz sanatı çizin,
- başlatmak istediğiniz işi yürütün,
- duymak istediğiniz müziği çalın,
- okumak istediğiniz kitapları yazın,
- kullanmak istediğiniz ürünleri oluşturun.
- İstediğiniz işi yapın; ve dünyayı kendi vizyonunuzla şekillendirin.
Yan Projeler ve Hobiler Önemlidir
Ertelediğiniz işler, hayatınızın geri kalanında yapmanız gereken işler olabilir. Kısa kariyerim boyunca anladığım bir şey var; gerçekten değerli olan yan projelerdir. Yan projeler, sizi heyecanlandıran ve oyun gibi gelen şeylerdir. İşte bu noktalarda sihir başlar. Birçok farklı projeye aynı anda sahip olmak, ilginizi kaybettiğinizde bir diğerine geçebilmeniz için mükemmeldir. Bir projeden sıkıldığınızda diğerine geçin ve sonra tekrar ilkine dönün. Bu, üretken bir erteleme biçimidir.
Yaratıcı insanlar, oturup hiçbir şey yapmadan düşünebilmek için zamana ihtiyaç duyarlar. En iyi fikirler genellikle sıkıldığınızda gelir. Ben de geceleri herkes uyurken ve yıldızları seyrederken, aklımda sıraya girmiş gizli fikirleri çıka gelir. Eğer fikirleriniz tükendi ise toz alın, tuvaletinizi banyonuzu temizleyin. duş alın ya da uzun bir yürüyüş yapın.
Bir duvar noktasına uzun süre bakmak bile bazen işe yarayabilir. Maira Kalman'ın dediği gibi, "İşten kaçmak, zihni odaklamak için bir yöntemdir." Kendinizi unutturun ve kendinizle kol kola dolaşmak için zaman ayırın; bu sizi nereye götüreceğini asla bilemezsiniz.
“Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz, sadece geriye bakarak birleştirebilirsiniz.”-Steve Jobs
Sır: İyi İş Yapmanın listesi
- Tanınmadığınız zaman, üzerinizde baskı olmaz ve istediğiniz zaman istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- Eğlenmek için hareket edin ve sizi durduran hiçbir şey olmasın.
- Tanınmak için bir formül yok, tek yapmanız gereken iyi işler yapmak ve insanlarla paylaşmaktır.
- İlk adım zordur, sürekli çaba harcamak ve hatalardan ders almak gereklidir.
- İkinci adım ise basittir, internet üzerinden paylaşım yapın.
- Merak ettiğiniz konuları keşfedin ve başkalarını da bu konuları keşfetmeye davet edin.
- Çevrimiçi ortamda bulunmanın size ilham vereceğini ve sizi tetikte tutacağını görebilirsiniz.
- Web sitenizi kaliteli çarpıcı içeriklerle doldurmak için her zaman özgün içerik üretebilirsiniz.
- Her şeyi paylaşmak zorunda değilsiniz, gençlerin ve hedef kitlelinizin değerli ve ilginç bulabilecekleri konuları paylaşmaktan çekinmeyin.
- Eserlerinizi, süreçlerinizi veya keşfettiklerinizi size geri dönüşü olacak şekilde paylaşın.
- Kontrol sizde olacak şekilde paylaşım yapın.
- Ne paylaşacağınıza ve ne kadarını paylaşacağınıza karar verin.
- Sadece paylaşmaktan değil, aynı zamanda başkalarının paylaşımlarından da ilham alabilirsiniz.
- İnternet, tamamlanmamış fikirlerinizi geliştirmek veya yeni işler keşfetmek için bir fırsat sunar.
- Bu platformu etkili bir şekilde kullanarak kendinizi ifade edebilir ve insanlarla bağlantı kurabilirsiniz.
İşi bitirmenin tek yolu...
Bu nedenle, bir rutin oluşturmak ve ona bağlı kalmak, sürekli olarak çok fazla zaman harcamaktan çok daha önemlidir.